Gıdalarda Hormon Kullanımı

13179 kez okundu

12 yıl önce eklendi

Ana Sayfa » Makale-Yöntem » Gıda Hijyeni ve Güvenliği» Gıdalarda Hormon Kullanımı

İnsan organizması çok sayıda birimlerden kurulmuştur. Bu birimlerin uyum içinde çalışmaları birimler arasındaki iletişime bağlıdır. Vücudumuzda başlıca iki iletişim sistemi vardır. Bunlardan ilki ve en hızlı olanı "sinir sistemi" ikincisi ve daha yavaş olanı da "hormonlar sistemi" dir. Hormonlar "iç salgı bezi" denilen özel organlardan salgılanırlar. Vücudumuzda değişik özelliklerde hormonlar salgılayan onlarca bez bulunmaktadır. Tüm bu bezler biz hiç farkında olmadan bizi hayata hazırlamak ve hayatımızı sürdürmek için sürekli çalışırlar. Hormonlar vücudumuzun gizli patronlarıdır. Boyumuz, ağırlığımız gibi dış görünüşümüzde, ruhsal dengemizde, fiziksel aktivitelerimizde, organlarımızın çalışmasında etkileri büyüktür.
Tüm hormonlar, gerektiği zamanlarda, gerektiği miktarlarda salgılanarak vücudun gelişmesi ve tüm fonksiyonların normal çalışması sağlanmaktadır. Ancak, tabii hâlinde iken normal bir şekilde çalışan bu mekanizmaya, beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere dışarıdan, farklı ve vücuda zararlı müdahaleler yapıldığında sistem bozulabilmektedir.
 
Bebeklikten yaşlılık dönemine kadar geçen sürede, vücudumuzdan salgılanan hormonlar dışında pek çok faktör vücudun hormon metabolizmasını etkiler. En etkili faktörler ise yaşam koşulları, stres ve beslenmedir. Beslenme, özelikle günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve tüketim ihtiyacının artmasına paralel olarak, çok dikkat edilmesi gereken bir faktör halini almıştır.
 
Hormonlar tarım ve hayvancılıkta, doğal sürece müdahale edildiği için az zamanda daha çok mal üretimini, ürünlerin daha canlı ve güzel görünmesini sağlamak ve her zaman ürün sahibi olabilmek için kullanılmaktadır. Özellikle sık tükettiğimiz sebze ve meyvelerde kullanılan hormanlar, “Bitkilerde büyüme ve gelişmeyi düzenleyici olarak kullanılan, düşük yoğunluklarda dahi etkili olabilen ve bitkilerde sentezlenerek taşınabilen organik maddeler” olarak tanımlanmaktadır. Bu maddelerin bilinçsizce ve aşırı miktarlarda kullanımı, sadece kullanıldığı bitkiye değil, bu bitkiyi ve bu bitkiden hazırlanan son ürünü tüketen kişilere da zararlar vermektedir.
 
Aynı şekilde, hayvanlarda yem gereksinimini azaltma ve hızlı büyümeyi sağlama, kilo aldırma ve sakinleştirme amaçlı bazı hormonlar kullanıldığı bilinmektedir. Bu hormonların uygulandığı hayvanların etini tüketenlerde cinsel davranış bozukluklarının görülmesinin ardından AB tarafından yasaklanmıştır.
 
Hormon kullanılarak üretilen bitki ve etler, sürekli tüketildiği zaman vücuttaki hormon dengesi bozulabilmekte ve bunun sonucunda çeşitli hastalıklar ortaya çıkabilmektedir. Vücudun bağışıklık sisteminin bozulması, şişme ve yağlanma gibi durumlar, bazı vitaminlerin kullanılamaması, hücrelerin zayıflayarak kanser hastalığına yol açılması gibi durumlar bu çerçevede sayılabilir. Aynı zamanda çocuklar erken yaşta buluğ çağına girilmesi, yetişkinlerde kadın ve erkek cinsiyet hormonlarında seviye bozuklukları, beyin tümörü ve psikoloji dengesizlikler, alerji, en önemlisi de obezite gibi pek çok tehlikeli durum da gereksiz ve fazla miktarda hormon alınması ile ortaya çıkabiliyor. Yine hamilelerde, fötüs gelişimi açısından da hormonların tehlikeleri bilinmektedir.
 
Türkiye’de özellikle domates, patlıcan, patates, kabak, salatalık, üzüm, elma, çilek, kavun, buğday, arpa, yulaf, çavdar gibi sıklıkla tüketilen ürünlerde hormon kullanıldığı biliniyor.
 
Günümüzde tükettiğimiz besin maddelerinin hemen hepsinde kimyasal katkı maddeleri, ilaç kalıntıları ve hormanlar gibi, istenmeyen özellikler bulunmakta. Bunların hepsinden tamamen kaçmamız mümkün olmadığı gibi, bilinçli beslenme ile, bu maddelerden uzak durmamız mümkün.
 
Hormonsuz gıda tüketimi için yapılabilecek en kolay hareket, meyve ve sebzeleri mevsiminde tüketmek. Yukarıda da değindiğimiz gibi hormonlar, özellikle zamansız üretilen sebze ve meyvelerde sıklıkla kullanılıyor. Hormonlu gıdayı hormonsuzdan görüntüsü yoluyla ayırmak da kısmen mümkün.
 
Örneğin: Domates çekirdeksiz, içi çok sulu ve boş Kabağın şekli bozuk ve çekirdeksiz Patlıcanın içi süngerimsi ve çekirdeksiz Biber aşırı büyük ve etli, çekirdek evi boş, etli kısmı sert Patates şekilsiz ve yumruları yapışık, içi kara, Karpuzun çekirdek yerleri boş, ise, bu ürünler hormonlu olabilir.
 
Mevsiminde sebze tüketimi için ise uzmanların verdikleri bazı tarihler şöyle: 10 Nisan-5 Mayıs arası ile 15 Ekim-10 Kasım arası pazar ve manavlarda domates satışa sunuluyorsa bu dönemdeki domateslerin hormonlu olma ihtimali oldukça yüksektir. Aynı şekilde 1 Kasım-15 Mayıs arası kabak, 15 Kasım-15 Mayıs arası patlıcan pazar ve manav tezgahlarında bulunuyorsa, hormonlu olma olasılığı vardır.
 
Hormonsuz gıda üretiminde üreticiye ve devlete düşen görevler de var. Üreticinin ekolojik tarıma yönlenmesi, devletin de üreticiyi bilinçlendirmesi ve teşvik etmesi gerekli. Ekolojik tarım, tabiatta hormon kullanımı gibi hatalı uygulamalar sonucu kaybolan doğal dengeyi korumaya yönelik, insana ve çevreye dost üretim sistemlerini içerir. Sentetik kimyasal ilaçlar ve gübrelerin kullanılmasının yasaklanması yanında, organik ve yeşil gübreleme, münavebe ile toprağın muhafazası, bitkinin direncinin artırılması ve parazitlerden yararlanma gibi yöntemlerle üretimde miktar değil kalite artışını amaçlayan üretim şekli olan ekolojik tarım, sağlıklı gıda üretiminde çok önemli bir durumdur.
 
Tarım ve hayvancılıkta kullanılabilecek kimyasallar ve limitleri mevzuatta belirtilmiştir. Mevzuata uygun tarım ve hayvancılık yapılabilmesi için gerekli prosedürlerin uygulanabilmesi ve denetimlerin yapılması, denetimler sonucunda uygulanacak yaptırımların da caydırıcı olması önem taşımaktadır. Pek çok Avrupa ülkesinde doğal tarımın önemi anlaşılmakta ve üretici ve tüketici bu konuda teşvik edilmektedir.