Domuz Gribi

6685 kez okundu

14 yıl önce eklendi

Domuz gribi nedir?


Domuz gribi influenza ailesinden pandemik H1N1 virüsüdür. İnfluenza grubundaki bir çok virüs, hayvan ve insanlarda hastalıklara neden olmaktadır. H1N1 isimli virüs, kendi genlerine ek olarak insan ve domuzlara ait genleri de içerir. Bu özelliği nedeniyle, oluşturduğu enfesiyona ''domuz gribi'' denmektedir.
İnfluenza; günümüzde pandemi yapabilme yeteneğinde olan önemli bir bulaşıcıhastalıktır. Olağan mevsimsel salgınlar sırasında dünya çapında yaklaşık 500 milyon kişihastalığa yakalanmakta, bu hastalardan 3–5 milyon kadarının hastane yatışı gerektirecek kadarhastalığı ağır seyretmekte ve her yıl 250.000–500.000 ölüme yol açmaktadır. Dünya SağlıkÖrgütü tarafından, kendini değiştirerek tamamen farklı bir virüs olarak yeniden ortaya çıkmayeteneği olan influenza etkeninin, yakın bir gelecekte dünya çapında bir influenza salgınına(pandemi) yol açabileceği uyarısı ciddiye alınmalıdır. Muhtemel bir influenza pandemisinin,geçmiş salgınlarla kıyaslandığında daha büyük bir paniğe yol açacağı ve ağır kayıplarlasonuçlanabileceği tahmin edilmektedir. Virüsün yaklaşık 20–30 sene gibi aralıklarla oluşturduğuve normal seyrine göre yakın bir gelecekte ortaya çıkması beklenen bir influenza pandemisi belkide tahminlerden çok daha hızlı gelişecektir.

Domuz Gribine değinmeden önce ilk olarak kuş gribinden bahsetmek gerekir. Kuş gribi bulaşıcı bir hayvan hastalığıdır. Hastalığa sebep olan virüs sadece kuşları ve daha az olarak domuzları enfekte eder. Bütün kanatlı hayvanlar enfeksiyon için risk altındadır. Özellikle hayvanların sıkı temas içinde yaşadığı kümes hayvancılığında virüs çok kolay olarak yayılabilmekte ve kısa süre içerisinde kümes hayvanları arasında salgına neden olabilmektedir.

Kuşlarda hastalık iki şekilde görülür. Hastalığın bir şekli orta derecede şiddetle atlatılan; tüylerde kırışıklık ve yumurtlamada azalma şeklinde kendini gösteren formdur. Hastalığın diğer formu ise ağır patojen özelliğe sahip virüsle görülen şeklidir ki ,oldukça öldürücüdür. Bu virüse yakalanan bütün kuşlar genelde hastalık etkilerinin görüldüğü ilk gün ölür. Bu hastalık şekli ilk olarak 1978 yılında İtalya’da tespit edildi. Grip etkeni, zarflı tek zincirli RNA virüsleri olan Orthomyxoviridae ailesindeki influenzavirüs A, B ve C tipleridir. İnfluenzavirüs A ve influenzavirüs B her yıl salgın yapabilir; influenzavirüs C ise yalnız hafif hastalıklara neden olur. İnfluenzavirüs A, ayrıca pandemilere de neden olabilir. İnfluenzavirüs A ile doğal enfeksiyon, insanların yanı sıra, domuzlar, atlar, deniz memelileri, sansargiller ve kuşlarda da görülebilir.

İnfluenzavirüs A, hemaglütinin ve nöraminidaz yüzey glikoproteinlerine göre alt tiplere ayrılır. Bilinen 15 hemaglütinin alt tipi ve 9 nöraminidaz alt tipi vardır. Kuşlarda tüm alt tipler bulunabilir. İnsanlar arasında dolaşanlar ise yalnız 3 hemaglütinin (H1, H2 ve H3) ve 2 nöraminidaz alt tipidir (N1 ve N2). İnfluenzavirüs B’nin ise yalnız bir hemaglütinin ve bir nöraminidaz alt tipi vardır.
 
Virüs suşunun yüzey glikoproteinlerindeki nokta mutasyonlarının birikmesi, önceden toplumda dolaşanla benzerliği olan, ancak ondan farklı bir suş ortaya çıkarır. Buna antijen sürüklenmesi (“antigenic drift”) denir. Toplumun kış aylarında sahneye çıkan böyle farklı suşlara karşı duyarlı olmasından dolayı, her yıl grip salgınları görülür. Yüzey glikoproteinlerinde büyük bir değişme olursa, ya yalnız yeni bir hemaglütinini ya da hem yeni bir hemaglütinini hem de yeni bir nöraminidazı olan, tümüyle “yeni” bir virüs ortaya çıkar. Buna antijen kayması (“antigenic shift”) denir. Böyle virüslerin pandemi potansiyeli vardır.
İnfluenzavirüs A’nın diğer önemli bir özelliği de farklı türlere özgü alt grupların, birbirinden genetik materyal alışverişine açık ve böylecçok uzun beya e farklı bir virüsün oluşmasına son derece elverişli olmasıdır. Oluşan yeni virüs, insana özgü bir influenzavirüsten gen alırsa, insandan insana bulaşma özelliği de kazanabilir. Memeli ve kuş virüsleri için özgül hücre reseptörlerinin olduğu gösterilmiş olan domuzlar, hem kuş hem de insan ve diğer memeli virüsleriyle oluşabilecek enfeksiyonlara duyarlıdır. Bu nedenle de insan ve kuş virüslerine ait genetik materyalin birbirine karıştığı bir “hamur teknesi” görevi yaparak yepyeni bir alt tipin ortaya çıkmasını sağlayabilirler. Son bulgular, insanların da kuş topluluklarında dolaşan kimi influenzavirüs alt tipleri için benzer bir rolünün olabileceğini göstermektedir.


Domuz Gribinin Tarihçesi
Tarihsel olarak incelendiğinde 20. yüzyılda 9-39 yıl arayla antijen kayması sonucu ortaya çıkan yeni virüs alt tiplerine bağlı dört ya da beş grip pandemisi olmuştur. 1918-1919 yıllarındaki H1N1 pandemisinin 40-50 milyon kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir. Ardından 1957-1958 (H2N2), 1968-1969 (H3N2) ve 1977-1978 (H1N1) pandemileri olmuştur. Halen dünya üzerinde H3N1 ve H1N1 virüsleri birlikte dolaşmaktadır.
Bundan sonra da yeni pandemilerin olması kaçınılmaz gibi görünmektedir. Uğradıkları sık ve kalıcı antijen değişmeleri nedeniyle, dünya üzerindeki influenzavirüs aktivitesi sürekli olarak izlenmekte ve grip aşılarının bileşiminde her yıl ayarlamalar yapılması gerekmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu amaçla 1947’de başlattığı Küresel Grip Programı’nı uygulamaktadır


Dünyada ve Türkiye’de Domuz Gribi

Hastalık ABD başta olmak üzere önce bölge ülkelerine, daha sonra da dünyaya yayılmıştır. 11 Haziran 2009’da Dünya Sağlık Örgütü yeni H1N1 grip virüsüne bağlı pandeminin başladığını ilan etmiştir.  Dünya Sağlık Örgütü’nün 14 Ekim 2009’da yayınladığı son raporunda, dünyada laboratuvar teyitli vaka sayısının en az 400.000, ölüm sayısının ise en az 4.735 olduğu bildirilmiştir. DSÖ’ye sadece laboratuvar teyitli vakalar bildirilmektedir. Salgın yaşanan birçok ülkede bütün hastalara laboratuvar teyidi yapılamadığından, gerçek vaka sayıları milyonlarla ifade edileçek şekilde çok fazladir. Halen güney yarımkürede vaka sayıları  düşme eğilimine girmiş ve her yıl görülen normal vaka sayılarına gerilemiştir. Kuzey yarımkürede ise giderek artan vakalarla  grip aktivitesi artmaktadır.

 

Ülkemizde ilk vaka 15 Mayıs 2009’da ABD’den gelen bir kişide havaalanında termal kamerayla tespit edilmiştir. 21Ekim 2009 tarihi itibarı ile toplam laboratuvar teyitli vaka sayımız 669’dur. Ölen vakamız bulunmamaktadır. Son dönemde tespit edilen vakaların genel durumları iyi olup takip ve tedavileri evlerinde devam etmektedir.

Ülkemiz çok önceden hazırlıklara başlamanın, Bilimsel Kurullar ve DSÖ ile beraber çalışmanın ve süreci iyi bir şekilde yönetmenin semeresini görmüştür. Bu sayede hastalığın ülkemize sirayeti geciktirilmiş, aşı ile korunma dönemi başlayıncaya kadar önemli bir süre kazanılmış, sosyal hayatımızın olumsuzluklardan mümkün olduğunca az etkilenmesi sağlanmış ve diğer ülkelere kıyasla turizmimiz çok daha az etkilenmiştir .Ülkemiz halen hastalıktan az etkilenen ülkeler kategorisindedir.



Domuz Gribi Belirtileri


Belirtiler normal insan gribi belirtilerine benzer ve
• Ateş,
• Öksürük,
• Boğaz ağrısı,
• Burun akıntısı,
• Vücut ağrıları,
• Baş ağrısı,
• Titreme halsizlik bazı vakalarda kusma ve ishal bildirilmiştir

Domuz Gribinden Korunma Yollari

Domuz Gribinden Korunma Yollari

1)Ellerin sıklıkla yıkanması ( Bütün bildirgelerde bahsedilmiştir)

2)“Hands-off-the- face” “Ellerinizle yüzünüze dokunmayın” yaklaşımı. Yemek, banyo ve yara bakımı gibi zorunluluklar dışında yüzünüzün herhangi bir yerine dokunmaktan kaçınınız.

3)Ilık tuzlu suyla günde iki kere gargara yapınız( tuza güvenmiyorsanı z listerin kullanınız). H1N1 ‘in boğaz ve burun boşluklarında çoğalıp enfeksiyona sebep olarak karakteristik belirtileri göstermesi için 2 -3 güne ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir kişinin ılık, tuzlu suyla gargara yapmasının etkisi hastalığa yakalanmış olan bir kişinin tamiflu kullanması ile aynıdır. Bu basit ucuz fakat güçlü önleyici yöntemi küçümsemeyiniz.

4)Yukarıdaki 3. Önleme benzer olarak; Burnunuzun içini en az günde bir kere ılık tuzlu suyla temizleyiniz. Günde bir kere burnunuzu sümkürün ve sonra ılık tuzlu suya batırılmış pamuk tamponlarla silerek temizleyiniz. Bu yolla burnunuzda bulunak virüs sayısını etkili bir şekilde azaltmış olursunuz.

5)Narenciye suları gibi C vitamin bakımından zengin olan yiyecekler kullanarak doğal bağışıklığınızı güçlendiriniz. Eğer ilave olarak C vitamin kullanmak zorunda iseniz emilimi artırmak için mutlaka Çinko ile birlikte alınız.

6)Bitkisel çaylar, çay, kahve gibi sıcak veya ılık içeceklerden içebildiğiniz kadar çok içiniz.Sıcak içecekler içmek gargara yapmakla aynı etkiye sahiptir fakat ters yöne doğru. Sıcak içecekler virüsleri yaşamaları mümkün olmayan ortama sahip olan mideye doğru yıkayarak götürürler. H1 N1 virüsü mide’de çoğalamaz, herhangi bir zarar veremez ve hayatiyetını devam ettiremez.

7)Yasanan ortamlari dezenfekte etmek domuz gribinden korunmaktaki en etkin yöntemdir.

8)Domuz gribi aşilari etkinligi tam kabul edilmesede önemli korunma yollarindan biridir.


Domuz Gribi Tedavisi
Domuz gribi süpheniz varsa en yakın sağlık kuruluşlarından yardım isteyiniz. Eğer aranan sonuç bulunamıyorsa lütfen Sağlık Bakanlığı ile irtibata geçiniz.