Lejyoner Hastalığı ve Korunma Yöntemleri

17372 kez okundu

14 yıl önce eklendi

Ana Sayfa » Makale-Yöntem » Mikrobiyolojik Analiz» Lejyoner Hastalığı ve Korunma Yöntemleri

Lejyoner hastalığı (Legionnaires’ Disease) ve pontiac ateşi olarak bilinen hastalıklara sebep olan bakteri Legionella pneumophila’dır. Lejyoner hastalığı ilk olarak 1976 yılında Philadelphia’da Amerikan Lejyon Kongresi sırasında, otelde kalmakta olan kongre katılımcıları arasında patlak veren bir pnömoni salgınının ardından tanımlandı. Toplam 221 kişinin etkilendiği bu salgında, 34 kişi hayatını kaybetti. Salgın etkeni, CDC (A.B.D. Hastalık Kontrol Merkezi)’nin aylarca süren yoğun çalışmaları sonucu, ölen hastaların akciğer otopsilerinden izole edildi. Etken, o güne kadar tanınmayan yeni bir gram negatif bir bakteriydi ve salgın yaptığı grup ve enfeksiyonun geliştiği sistem göz önüne alınarak Legionella pneumophila olarak adlandırıldı. Etken adlandırıldıktan sonra yapılan araştırmalar sonucu söz konusu salgının ilk olmadığı, daha önce de otellerde ve hastane enfeksiyonu şeklinde salgınlar meydana getirdiği tespit edilmiştir. Günümüzde bu hastalık hastane kaynaklı enfeksiyonların en önemlileri ve bildirimi gerekli hastalıklar
arasında yerini almıştır.
 
 

Mikroorganizmanın özellikleri : Legionella çomak şeklinde, gram negatif, sporsuz ve hareketli bir bakteridir. Doğada yaygın olarak bulunan bu bakterinin 40’tan fazla türü ve yüzey antijenik yapılarına göre bazı türlerde 20’den fazla serotipi tanımlanmıştır. Legionella bakterisinin 20’den fazla türü insanlarda enfeksiyon gelişimine sebep olabilir. Ancak klinikte en sık enfeksiyona neden olan tür L. pneumophila’dır ve olguların % 80-85’inden sorumlu olduğu bilinmektedir. Lejyoner hastalığı, hayati tehlikesi olan ve pnömoninin (zatürre/akciğer iltihabı) bir tipi olan bir enfeksiyondur. Pontiac ateşi ise solunum hastalıklarının hafif formlarından biridir.

Legionella enfeksiyonuna neden olan bakteri doğal çevrede yaygın olarak mevcuttur; göller, nehirler, dere, çay v.b. akarsular gibi yüzey sularının, termal su banyoları ve çamurların normal florasında bulunur. Doğadaki sulardan şehir şebeke suyuna geçebildiğinden yapay su sistemlerinde, binaların su tanklarında, air-conditioner sistem soğutma kulelerinde, bina su sisteminin durgun alanlarında, borulardaki biyofilm tabakasında yerleşip çoğalabilir. Musluklar ve duş başlıklarında çöken kireç katmanları içine yerleşebilir.

Legionella enfeksiyonunun oluşumunda rol oynayan riskli ortamlar ve durumlar:
· sıcak ve soğuk su sistemleri
· spa havuzları, yüzme havuzları ve termal kaplıcalar
· fıskiyeler
· gıda vitrinlerindeki nem vericiler
· durgun su
· besin varlığı
· kötü su kalitesi

Normal bağışıklık sistemine sahip sağlıklı bireylerde, etken alınsa bile çoğu kez enfeksiyon gelişmez. Hastalığın ortaya çıkması için bireyin bazı risk faktörlerini taşıyor olması gerekir. En önemli risk faktörleri, kişinin solunum yolu direncini veya genel vücut direncini zayıflatan etkilerdir.
 
Bunlar özetle:
· Yaşlılık (>50 yaş),
· Sigara tiryakiliği,
· Alkol bağımlılığı,
·Bağışıklık sisteminin çeşitli nedenlerle baskılanmış olması (transplantasyon geçirmiş olma, kortikosteroid tedavisi, kanser tedavisi),
· Kişinin kronik bir akciğer hastalığının olması
 
 
 
Lejyoner Hastalığına Neden Olan Bakteri Nasıl Bulaşır?
 
Sudaki bakterinin akciğerlere ulaşabilmesi için iki temel mekanizma ileri sürülmektedir. Birincisine göre; bakteri önce üst solunum sistemine yerleşmekte ve buradan akciğere aspirasyon yoluyla ulaşmaktadır (Aspirasyon, ağızdaki materyalin alt solunum yoluna istenmeden kaçması ve yetersiz öksürme refleksi nedeniyle geriye çıkarılamaması olarak tarif edilebilir.). İkinci teoriye göre ise; suyun küçük su damlacıkları (aerosol) haline gelmesi ve havada asılı kalması sonucunda bakteriyi içeren bu damlacıklar nefes alma ile akciğere ulaşmaktadır.
 
Lejyoner hastalığının belirtileri bakterinin alındıktan sonra 2-10 gün arasında ortaya çıkar. Genel enfeksiyon belirtileri ile başlar. Hastada birkaç gün süre ile halsizlik ve yorgunluk görülür. Çoğu vakada ateş yükselir (>38.5°C). Giderek alt solunum yolu enfeksiyonu belirtileri gelişir. Öksürük, göğüs ağrısı ve nefes darlığı ortaya çıkar. Röntgende pnömatik infiltrasyon görülebilir ve hastalık hızla iki akciğere de yayılabilir. Bulantı, kusma, karında rahatsızlık hissi ve ishal görülebilir. Diğer yaygın belirtiler başağrısı ve kaslarda ağrı olup; bazı olgularda huzursuzluk, dalgınlık, sıkıntı, bilinç bulanıklığı ve komaya kadar ilerleyebilen sinir sistemi bulguları gözlenebilir.
 
Hastanın hikayesi, klasik muayene ve akciğer filmi teşhis için yeterli değildir. Teşhisde birinci koşul hastalığın akla getirilmesi olup; uygun tahlillerin yapılabilmesi için balgam, idrar, serum gibi örneklerin laboratuvara gönderilmesi gereklidir. Lejyoner hastalığı zamanında tanı konduğunda antibiyotik tedavisine yanıt veren bir hastalıktır. Penisilin ve sefalosporin grubu antibiyotikler tedavide etkisizdir. Bu nedenle kuşkulu durumlarda hastanın mutlaka hekim tarafından izlenmesi ve uygun antibiyotik tedavisinin başlanması gerekir. Hasta enfeksiyonun başlangıcında uygun antibiyotikle tedavi edilirse ve özellikle hastada bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık yoksa sonuç mükemmeldir. Bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalarda, hastanede kalma süresi uzayabilir, komplikasyonlar görülebilir ve hastalık ölümle sonuçlanabilir.
Henüz Legionella kolonizasyonunu önleyecek uzun vadeli veya kalıcı tek bir yöntem bulunamamıştır. Legionella ile ilgili temel mücadele prensibi bakterinin yaşama fırsatlarını ortadan kaldırmak ve bunu düzenli olarak yapmaktır. Bu da fiziksel/kimyasal önlemler ve iyi bir teknik bakım ile yapılabilir.
 
Fiziksel önlemler; sıcak su ısısının yükseltilmesi,suyun akıtılması, ısıtma-boşaltma ve temizlik (sistemde mevcut sediment vb uzaklaştırılması
 
Kimyasal önlemler: yüksek klorlama (hiperklorinasyon), metal iyonizasyonu (bakır-gümüş), ozonizasyon (O₃)
 
İyi bir teknik bakım, sistemin Legionella bakterisi için cazibesini ortadan kaldıracak tedbirlerin alınması ile olur. Bu kapsamda ölü boşlukların düzenli olarak giderilmesi (günde bir kez boş odaların musluklarını 5 dakika açık bırakmak), kireçlenme ve sediment birikimini engellemek, eskime ve korozyon gibi sorunların zamanında giderilmesi ve sistem dizaynı göz önünde bulundurulması gereken maddelerdir.
 
Lejyoner hastalığına yol açan bakterinin tesisata yerleşmesinin önlenmesi amacıyla otellerin, su sistemlerinde düzenli aralıklarla bakım yapmaları gerekmektedir. Su sistemlerinin resirkülasyon suyundaki bakteri seviyesinin test edilmesi, düzenli bakım programının bir parçası olmalıdır ve en az ayda bir yapılmalıdır. Hastaneler ve çok sayıda insanın bulunduğu iş ve alışveriş merkezleri, oteller gibi yüksek risk alanlarında düzenli aralıklarla yapılacak Legionella testi, risk yönetim sisteminin bir parçası olmalıdır. Testin sıklığı, soğutma suyu sisteminin risk değerlendirilmesine göre belirlenir. Aylık zaman aralıklarında testin yapılması tercih edilir fakat bu ara 3 ayı geçmemelidir.

Kamu laboratuarlarında yapılan analizlerde su numunesi 2 gün içinde analize alınır. Su numunesi direkt olarak besiyerine ekilir; aynı zamanda 50 ml numune membran filtreden geçirilir, filtrat 5 ml su içinde karıştırılır ve buradan alınan 2 ml su numunesi asitli ortam ile 3 dakika muamele edilir. Daha sonra besiyerine 0,1 ml ekim yapılır. Petriler 3-5 gün inkübe edilir. Oluşabilecek herhangi bir karışıklığı önlemek ve tam teşhis yapabilmek adına değerlendirmenin 5. Gün yapılması önerilir. Şüpheli koloni/koloniler ekimde kullanılan agara ve kanlı agara pasaj yapılır, 24-48 saat inkübe edilir. Özel besiyerinde üreme görülmeli; fakat kanlı agarda üreme olmamalıdır. Özel besiyerinde üreyen kolonilere aglütinasyon testi (serolojik test) yapılmalıdır.

Legionella bakterisinin su sistemlerinde kolonizasyonunu tam olarak önlemek mümkün olmamakla birlikte, enfeksiyon gelişmesi önlenebilir. Bunu için tesislerin su sistemlerinin yönetimi enfeksiyon kontrol programının bir parçası olarak öne alınmalı ve uygulanmalıdır. Bu uygulama aynı zamanda, sudan kaynaklanan diğer enfeksiyonların da kontrol altına alınması gibi ikincil kazanımlar da sağlayacaktır.

Alınacak tüm bu tedbirlerin, yapılacak test ve uygulamaların amacı, ortaya çıkabilecek yeni vakaları ve/veya salgınları önlemektir. Bu tür tesislerin iki yıl süre ile; bir yandan kontrol önlemlerini uygularken bir yandan da önlemlerin yeterli olup olmadığını araştırmak üzere su örneklerini düzenli olarak laboratuvara göndermesi gereklidir. Ülkemizde 2001 yılı Mayıs ayında Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı bir genelge ile 01.05.2001/2749 sayılı seyahat-ilişkili Lejyoner hastalığı bir kontrol programı kapsamına alınmıştır. Bu genelgenin Ek-6 kısmında Legionella bakterisinin tesislere yerleşmesini engellemek için yapılması gereken rutin uygulamalar listesi yer almaktadır. “Bulaşıcı hastalıkların ihbarı ve bildirim sistemi: Standart tanı ,sürveyans ve laboratuvar rehberi” Yönergesi. TSHGM 24.02.2004 -1534 de mevcuttur ve bu genelgeler İl Sağlık Müdürlüklerinden edinilebilir.

Mikrobiyolojik analizlerinizde hazır besiyerleri ve toz besiyerlerini Diatek tarafından edinebilirsiniz. 
 
Hazır besiyerleri hakkında bilgi için TIKLAYINIZ.